Jump to content

Tanrı inancı olmayan birisi olarak, daha doğrusu agnostik biri olarak soruyorum.

Konuyu değerlendir


Muzaffer Elbeyli

Önerilen İletiler

Muzaffer Elbeyli

Tanrı'yı sağduyuya dayanan sorgulamalarla ve nedenlerle reddetmek ne ölçüde doğrudur?

Doğa'ya bakınca,mesela mikroskopik seviyelerde,kuantum mekaniği hiç de sağduyuya uygun gelmiyor.Bir elektron hem dalga hem de parçacık olarak hareket ediyor.Bir elektron bir enerji bariyerini aşıyor ve kuantum tünelleme gerçekleşiyor.Bir elektron aynı anda birden fazla yerden geçiyor buna da quantum coherence (Türkçesini bilmiyorum) deniyor.Yani doğada sağduyuya ters şeyler bulmak mümkün.

Tanrı'yı reddeden insanların söylediği şeylerden biri şudur 

"Siz her şeyin bir nedeni olduğunu ve Tanrı'nın da bu yüzden ilk neden olduğunu söylüyorsunuz.Peki Tanrı'nın nedeni nedir?Bu sizin fikrinize aykırı düşer,her şeyin nedeni olmalıdır."
Bu sağduyuya dayanan deterministik bir sorgulama.Garip bir şekilde her iki taraf da bu determinizmi kabul ediyor ancak birisi bunu Tanrı'ya bağlarken diğeri bağlamıyor.Kuantum dünyasındaki gibi indeterministik koşulları düşünürsek Tanrı indeterministik olabilir.Başka bir şekilde hiç Tanrı olmayıp big bang de indeterministik olabilir.Bildiğim kadarıyla evrenin defalarca kez big bang ve big crunch yaşamasının mümkün olduğunu söyleyen kozmologlar da vardı.Her neyse,başka bir örneğe geçelim.

Bir başka sorgulama da biraz komik bir sorgulama :D .Tanrı taşıyamayacağı ağırlıkta taş yaratabilir mi?Bu soruda iki mantık hatası görüyorum.Birincisi fizik yasalarının yaratıcısı olduğu iddia edilen,yani fizik yasaları var olmadan önce var olan (!) bir varlığı fizik yasalarına dayanan sağduyuyla inkar etmek.İkincisi de yine kuantum mekaniğindeki sağduyuya aykırı ama gerçek olan şeylere dayanıyor.Eğer bir elektron hem dalga hem parçacıksa,bir elektron hem orada hem buradaysa,Schrödinger'in kedisi hem canlı hem ölüyse? öyleyse bu Tanrı da hem taşıyamayacağı ağırlıkta taş yaratıp hem de onu kaldırabilir.Belirsizlik ilkesi onun için de geçerli olabilir.

Başta dediğim gibi,kendi kendime teist saçmalıklar uydurmaya çalıştığım yok.Tanrı'nın yanlışlanamaz (bilim felsefesinde yanlışlanamaz demek doğrulanamaz da demektir) bir fikir olduğunu biliyorum ve bu yüzden de "Neden var olsun ki?" diyorum.Ancak sorgulamalarda gördüğüm kusurlar bunlar.

Yorum bağlantısı

Tanrının varlığının kanıtlanmaya çalışılması kadar saçma bulduğum bir şey yok, aynı şekilde yokluğunun da öyle. Varlığının ya da yokluğunun, üzerimde hiç bir etkisi olduğunu düşünmüyorum, sırtımızı dayadığımız bütün ideolojiler içimizden gelenlerin birer aynası gibi geliyor bana.

Yorum bağlantısı

Agnostisizm bilinemeyeceğini iddia eder; fakat şu an bilinip bilinemeyeceğini dahi bilmiyor oluşumuz bu iddiayı geçersiz kılmaktadır. Tanrı dediğimiz kavram determinist, indeterminist, elektron, fizik yasası, belirsizlik ilkesi vs. vs. her şeye yüklenebilir bir konumdadır. Yapabileceğimiz tek bir şey var; o da önümüzdekilere bakıp ilerlemek. Bilinen evrenin daha çok küçük bir kısmını keşfetmiş ve kavramış bulunmaktayız. Bu yüzden tanrı var mı - yok mu, tanrı nedir - ne değildir ya da hangi tanrı var - hangi tanrı yok sorularına yanıt bulmamız şu an mümkün değil. Bilim dinamikliğini yitirdiği an var olan modelleri yüceltme eğilimine doğru yelken açabiliriz.

DİPNOT: Moderatörlerden ricam, böyle ciddi beyin jimnastiği yapılan konulara gereksiz yazıp duran insanların yorumları silinirse seviniriz.

Yorum bağlantısı

Atom altı boyutta parçacıklar sadece dalga formunda bulunuyor, gözlemlenince parçacık oluyor. Yani aynı anda hem parçacık hem dalga olmuyor. Gözlemleyen olmazsa daima dalga, enerji paketi şeklinde. Madde dediğimiz ize aralarında çok sıkı bağ kurmuş enerji parçacıkları. Taş örneğine gelince... neden tanrı insan figüründe olsun ki taş kaldırsın? Taş nerede? Yer çekimi nerede?

Yorum bağlantısı
Avni Murat Canlı

Benim buna güzel bir cevabım var. Tanrı varımsı da yokumsu bir karakter bence. Eğer olmayan bir şeyse düşünsel dünyamızı bu derece meşgul etmesi bile bir paradokstur. İnsan olmayan bir şey hakkında nasıl bu derecede fikir üretebilir. Ayrıca varsa niye yokmuş gibi davranıyor. Bizimle oyun mu oynuyor bizi delirtmeye mi çalışıyor anlayamıyorum. Ama Tanrı'ya inanan bir insan olarak eğer yoksa o'na çok alınırım diyerek bir paradoks daha yaratarak saçmalamamın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Sorular çok güzel bir yandan

Yorum bağlantısı

 Tanrının "varlığını" kanıtlamak, inancın doğasına aykırıdır. Yokluğunu kanıtlamak da bilimin işi değildir. Adı üzerine, inanç - bir noktadan sonra anlatılanlara, mucizelerine vs. bakarak inanmanız beklenir. İnsan beyninin çalışma şekline ve topluluk davranışlarımıza bakarak, din ve metafizik varlıklara inancın nereden kaynaklandığını anlamak mümkün. Bizler eksik bilgiyle örüntü tanıma makineleriyiz; dolayısıyla tanrı inancımız olmasa bile, potansiyelimize, geleceğin iyi/kötü olacağına, davranışımızın etik olmasına vs. de "inanmak" zorundayız. Ateistlerin önemlice bir kısmının derdi, tanrının olup olmaması değil, kurumsal dinlerin otoritesi ve toplum hayatına olan müdahaleleri. "Tanrı var, ama karışmıyor" düşüncesi çok yaygın olsaydı, o kadar tartışma yaşanmazdı. Veya "biz nasıl kendi beynimize irade yakıştırıyorsak, evrenin işleyişine de bir irade atfedebiliriz ve bazılarımız evrenin kendilerini muhatap alacağını düşünebilir" diye bakılabilir ve Noel Baba'ya inanmaktan hallice tepki alır. Noel Baba'nın siyasi gücü olsa, onunla da daha fazla uğraşırdık herhalde :) Tanrı'nın yokluğunu ıspatlamaya çalışmak, kestirme yoldan dinin otoritesini kırma çabası gibi görünüyor - yani açıkcası biraz tembel işi.

Tanrının veya metafizik varlıkların yokluğunu kanıtlamaktansa, kurumsal dinlerin tarih içindeki fayda ve zararları, bugünkü etkileri ve problemlerimize çözüm ararken ne ölçüde yol gösterici veya engel oldukları üzerinde durmak daha mantıklı geliyor. Bu kadar uzun süre ve her kültürde ortaya çıkan bir mekanizmayı ciddiye almak lazım.

Yorum bağlantısı

Ahlaki ve vicdani açıdan dinlerin Tanrılarını reddetmek mümkündür ancak bunların dışında kalan bir Yaratıcı bu gibi şeylerden muaf durumdadır. Kötü olabilir, iyi olabilir. Bu varlığıyla ilgili bir çelişki doğurmuyor çünkü onu ele alabileceğimiz net bir bilgi yok. Bende bir agnostiğim tıpkı senin gibi. Ve Deizm ile Ateizm'in kanıtlarının sadece dinler üzerinde etkisi olabildiğini gördüğüm için bu yolun daha mantıklı olduğunu gördüm. Gerçi Deizm Ateizmin üstünde de bir etkiye sahip.

Yorum bağlantısı
Sabahattin Tmkaya

Sağduyu ve şüphecilik tek bir önerme üzerinden hakikati arar. Kritik rasyonalizm (bilimin yöntemi) ise çok önermeli hipotezler ortaya atabilir. Pagan tanrısı Aristo mantığı hakim iken yanlışlandı ve bu bir hakikat oldu. Bilgi Aristo modeli ile işlense de karmaşık olmayan bilgiyi elde edebiliyor. Kritik rasyonalizm ile çok ve karmaşık bilgileri işleyebiliyoruz. Ancak bu kez ne ra, ne olimposun Tanrı’ları var. Evren’in boyutlarının tahminlerimizi çok ama çok aştığının farkındayız. Hiç bir zaman elimizdeki model ile son ortaya koyduğumuz Tanrı’yı yanlışlayamayacağız. Şimdiki Tanrı’nın bilgisi bilimin bir sonraki modeli ile anlaşılabilir zira yöntemimiz geliştikçe ve elimizdeki sorulara cevap verdikçe daha büyük bilinmeslerinize yolunu açıyor.

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.