Jump to content

Göllerin Evrimi ve Ötrifikasyon


Biyolokum

Önerilen İletiler

Biyolokum

Lotik ve lentik sistemler sürekli ve yavaş bir değişim içindedir. Zamanı bağlı oalrak değişen bu olaylarda lotik sistemlar gittikçe büyürken, lentik sistemler yok olma eğilimindedir. Genellikle derin ve büyük oligotrof göller jeolojik veya meteorolojik olaylarla fiizksel ve kimyasal özellikleri ani ve önemli bir değişikliğe uğramadığı sürece yapısını koruduğu düşünülür. Bununla beraber ayrıntılı incelendiği düşün Bir gölün zamanla derinlik ve alanın gittikçe azaldığı sağtanır. Her yıl rüzgarın etkisi ile dalgaların kıyıları aşındırması veya akarsularla dışarıdan taşınan erozyon maddeleri dipte birikerek yığılır.Ayrıca biomas artıkları,mineral çökelmesi gibi allokton kökenli maddelerinde yığılmasıyla  göl dibi yavaş yavaş dolar.Göllerin zamanla yok olmaya doğru değişmesine neden olan bu duruma gölün eorosyonu veya evrimi

denir. Evolosyon büyük ve derin oligtrof göllerde yüz yıllar boyu yavaş bir şekilde sürer küçük ve sığ ötrof göllerde ise değişim nispeten daha hızlıdır. Az olmakla beraber bir gölün yok oluşunu izlemeye bazen bir ömür yeterli olabilir göllerin hızlı evolosyonunda ötrofikasyonun önemli rolü vardır. Özellikle tarımsal ve evsel atıkların karıştığı göllerde nitritli, fosfatlı, azotlu besleyici tuzların suda artması ötrofikasyonu hızlandırır ve ötrafikasyon başlayan bir gölde ilk baharda ipliksi alglerin aşırı çoğalma yaparak diğer alglerin gelişmelerini engellediği görülür.

Bu algler durgun  su yüzeyinde uzun yeşilimsi kümeler oluştururlar. Daha sonra sıcaklar arttıkça bozularak kültleler halinde dibe çöken bu maddelerin ayrışma ve çürümeleri sonucu ortamda  O2 azalması ve Hidrojen Sülfür oluşur. Aşırı çoğalma yapan bu algler arasında Cyanophytadan mikro Cystis, Osillatoia , Aphanizamenon ve Anabaenaya ait türler Diatomadan, melosinadan ve Chaetoceras’a  ait türler gölde kötü kokulu Hidrojen sülfürün artması ve O2’nin yetersizliği omurgalı ve omurgasız hayvanların kütlesel  ölümlerine yol açar. Ayrıca aşırı çoğalan ipliksi alglerin balıkların solungaçlarına dolanarak ölümlerine neden olur. Genel olarak gölde besleyici tuzların artışı prodüktiviteyi (Verimlilik)de arttırır. Olayların bu şekilde devam etmesi sonucunda göl dibinin organik maddece bakterilerin parçalayabileceğinden daha fazla madde ile kaplanmasına ve O2’ce fakirleşmesine neden olur. Bakterilerin ayrıştığı organik maddeden oluşan mineral maddeler yani canlı yapımında kullanılarak  ötrifikasyona yardım ederler.

Bu şekilde derinliği zamanla azalan olgotrof bir göl, ötrof bir göle dönüşür. Ötrifikasyon devam ettikçe bu defa derinliği daha da azalan ötrof göl bataklığa ve bataklık çayıra dönüşerek kara haline geçer.  Ötrifikasyonu hızlandıran bu elementler arasında iklimin kurak geçmesi, aşırı buharlaşma, göl suyunun bir kanalla sulamada kullanılması ve dipten boşalarak su kaybetmesi sayılabilir.

Göllerin kaçınılmaz evrimleşme sürecinin bir sonu olan Ötrifikasyonun geciktirmek için bazı önlemler alınabilir. Göl çevresinde bulunan kuruluşların, endüstriyel atıklarıyla, evsel atıkların (lağım, mutfak, banyo) arıtıldıktan sonra göle akıtılması gerekir. Göl çevresinde ki tarım arazilerinde kullanılan tarım ilaçları ve kimyasal maddeler yağmur sularıyla göle sızacağından göl yakınlarında bu tip ilaçlardan kullanılmamalıdır.

Göl suyunun sertliğini gidermek amacıyla suya karıştırılan fosfat Ötrifikasyonun hızlanmasına neden olur. Gölde besin zincirinin herhangi bir halkasına verilen zarar (örneğin aşırı balık havlanması gibi) ekosistemin dengesini bozar. Böyle durumlarda yaz durgunluğu sürecinde (Dip suyunun havalandırılması) gölün özel durumuna uygun önlemler alınarak Ötrifikasyon hızı azaltılabilir.

Türkiyede  Ötrifikasyonun örneklerinden biri de Köyceğiz-Dalyan köyünde görülür. Uzunca bir kanalla Ege denizine bağlanan Köyceğiz gölünün 30 metreye kadar varan dip suları tuzlu; Yüzey suları ise tatlıdır. Köyceğiz gölü eski bir körfezin yüzyıllar boyu erozyonla taşınan alüvyon ile denizden ayrılmasıyla oluşmuştur. Tarım alanlarından örneğin süper fosfat gübresinin kullanıldığı mandalina bahçelerinden, yörenin kasaba ve köylerin evsel atıklarından göle eklenen besleyici tuzlar nedeniyle ciddi bir Ötrifikasyon nedeni ortaya çıkmıştır. Ege denizi ile su alışverişinin çok sınırlı olması ve gölün yıllık tatlı su girdisinin azlığı nedeniyle gölün sularının kendi kendini yenileme kapasitesi azdır.

Besleyici tuzların gölü zenginliştirmesi ile artan alg üretimi ve bu alglerin dibe çöküp ayrışmasıyla dipteki oksijen tüketilmektedir. Dolayısı ile dipte hidrojen sülfür gazı birikmektedir. Bu zehirli gazla suyun karışmasıyla zaman zaman yüzeye çıkarak hem kötü kokuların yayılmasına hem de yılan balığı ve kefal gibi balık türlerini barındıran Köyceğiz gölünde balık kırımına neden olur.

Aynı durum Bafa gölünde de görülmektedir. Burada yaşayan topan kefaller (Mugil cephalus) de son yıllarda istenmeyen koku artmıştır. Dipte oluşan hidrojen sülfür gazı  balığın kasları arasına girerek, bu kötü kokuyu oluşturduğu gibi oksijensizlikten yoğun ipliksi alglerin balık solungaçları(?)

Göllerde ortamda artan besleyici element  düzeyine bağlı olarak suyun verimliliği artar. Su kalitesi olumsuz yönde hızlı bir şekilde bozulur. Göllerde Ötrifikasyon artışına paralel olarak sedimantasyon hızı da artar ve göl gittikçe sığlaşır. Buna en tipik örnek Afyonda ki Eber gölüdür.

Tüm göllerde prodüktivite artışı, besleyici tuzların artışıyla ilgili olup, bunun sonucu organik madde miktarı artar. Ve bunlar daha sonra göl dibinde birikir. Ötrof göllerde suların dip kısmı oksijen yönünden fakirleşir. Organik maddelerin bakteri faaliyeti ile minerallasyonunun  en aktif olarak dipteki çamur ile su arasındaki ara tabakada olur.  Sedimantasyon hızı minerallasyon hızı üzerinden etkilidir.

 

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.