Jump to content

fizyolog

Editör Adayı
  • İçerik sayısı

    101
  • Katılım

  • Son ziyaret

fizyolog paylaşımları

  1. Endotel hücrelerinin bazal laminasında bulunur. Üçlü heliks 3 tane alfa1 den oluşur.
  2. Fetal deri ve tendonlarda rastlanır. Üçlü heliks 3 tane alfa1 den oluşur. Geniş N-terminal birleşme yerleri vardır.
  3. 1. Polipeptid olan alfa zincirleri GER üzerinde sentezlenir ve ER içine girer. 2. Sinyal peptid ayrılır. 3. Belli prolin ve lizin amino asitleri hidroksilleşeerek prokollagen zinciri ile birleşir. Birleşme belli polipeptidin uzunğuna eriştikten sonra bağlanma olayı gerçekleşir. Bağlanma olayında, Peptidil prolin hidroksilaz ve pepotidil lizin hidroksilaz iş görür. 4. Prokollagen liflerinin N-uçlarına oligosakkaritlerin bağlanması gerçekleşir. Bu olay kollagenin tipine bağlı olarak farklı oranda olur. Diğer bir deyişle her kollagen lifinin bulundurduğu karbonhidrat oranı farklı olup, karakteristiktir. 5. Hidroksilizine galaktoz ilaveleri olur. 6. Uzayan polipeptid zinciri birbiriyle disülfit bağları ile bağlanır. 7. Prokollagenin C- terminal ucundan N- terminal uca doğru üçlü heliks meydana gelir. 8. Golgi sistemine gelen prokollagen glukozun bağlanmasıyla oligosakkaritler tamamlanmış olur. 9. Golgiden kesecikler halinde sitoplazmaya gönderilir. 10. Sitoplazmadaki kesecikler içinde çözünür halde bulunan prokollagen ekzositozla dışarı atılır. 11 Hücre dışı ortamda N- ve C- uçtaki propeptidler prokollagenpeptidaz ile koparılarak 300 nm uzunluğunda ve 67 nm aralık bandlı çözünmeyen tropokollagen molekülleri oluşturulur. 12. Tropokollagen molekülleri kovalent bağlar ile enine bağlanarak 50 nm çapında kollagen fibrilleri meydana getirir. 13. Kollagen fibrilleri demetler oluşturur.
  4. Sinir demetlerini en içten saran örtüye endonörium denir.
  5. Bu tip kollagen lifleri üç adet alfa1 polipeptid zincirinden meydana gelmiştir. Kollagen tip III 300 nm boyunda ve 67 nm bandlı yapısı vardır. Vücutta düz kas hücreleri etrafında, endonöriumda (sinir demetlerini en içten saran örtü) arter, uterus, karaciğer, dalak, böbrek ve akciğerde bulunur. Buna bağlı olarak buralarda bulunan hücreler tarafından sentezlenir. Tip III kollagen lifleri gevşek paketlenmiş olup, ince ve homojen çaplı, heparan sülfatla ilişkileri fazla ve agriofil özelliğindedir. Bu lifler dokularda tip I kollagen ile birlikte bulunur ve kollagen liflerinin retiküler liflerini oluştururlar. Görevleri bulunduğu hücreleri korumaktır.
  6. 3 adet alfa1 polipeptid zincirinden yapılmıştır. Kollagen tip II 300 nm boyunda ve 67 nm bandlı yapısı vardır. Hiyalin ve elastik kıkırdakta, notokorda da ve omurlar arası disklerde görülür. Işık mikroskobunda görülecek şekilde demetler oluşturmazlar. Bu lifler kondroblastlar tarafından sentezlenirler. Kondriotin sülfatla sıkı ilişki halindedir. Dayanıklılığı orta şiddettedir.
  7. Bu tip kollagen iki adet alfa1 ve bir adet alfa2 polipeptid zincirinden meydana gelmiştir. Herbir zincir 1050 aminoasit içerir. Bu zincirler sağa dönen üçlü helix oluşturur. Kollagen tip I 300 nm boyunda ve 67 nm bandlı yapısı vardır. Vücutta deri, kemik, tendon, dişin dentin kısmında, gözün, sklera tabakasında, fasciada, organ kapsüllerinde ve fibröz kıkırdakta bulunur. Işık mikroskobunda kollagenler paketlenmiş durumdadır. Kollagen tip I'ler fibroblastlar, osteoblast, odontoblast ve kondroblast hücreleri tarafında sentezlenir. Vücut kollageninin %90'ını oluşturur. Genel olarak glikozaminoglikanlarla ilişkisi az, ancak dermatan sülfat ilişkisi fazladır. Görevi, gerilmelere karşı dayanıklık sağlamktır.
  8. 3 polipeptid zincirinden meydana gelen bir proteindir. Bu protein %33.5 glisin, %12 prolin ve %10 hidroksiprolinden oluşmuştur. Proteninin geri kalan kısmını diğer aminoasitler oluşturur. Kollagenin tirozin ve sülfat kökü taşıyan amino asitleri çok azdır. Dokuda kollagen miktarı hidroksiprolin ölçümü ile yapılır. Hidroksiprolin ve hidroksilisin kollagen için karakteristik aminoasitlerdir. Kollagen proteini tropokollagen birimlerinin polimerizasyonundan meydana gelmiştir. Tropokollagen 280x1,5 nm büyüklüğündedir. Kollagenin hücre dışında gönderilmiş yapısıdır ve ekstrasellüler ortamda erimez tiptedir. Tropokollagenin hücre içindeki yeni sentezlenmiş durumuna ise prokollagen denir. Tropokollagenler 64 nm aralıklarla sıralanmıştır.
  9. Kollagen lifler Elastik lifler Retiküler lifler
  10. Bağ dokusunun çeşitli görevleri vardır bunlar; 1. Destekleyici görevi: Organların etrafında kapsül oluşturarak onlara desteklik yapar. Bağlayıcı görevi: Tendonlar, ligamentler ve arcolar dokuyla. 2. Besleyici görevi: Bağ dokusunun beslenmesi dokuda yaygın şekilde bulunan kan damarları ile sağlanır. Kan damarları bağ doku hücrelerine metabolitleri taşırken diğer taraftan dokudan artık maddekeri de yine kan damarları aracılığı ile dokudan uzaklaştırır. 3. Koruyucu görevi: Bağ dokusu korumaya karşı görevini makrofaj gibi fagositoz yapan hücreler ile antikor meydana getiren plazma hücreleri ile sağlar.
  11. Bu hücreler sitoplazmalarında, polipeptid hormon, epinefrin, nörepinefrin veya 5'-hidroksitriptofan (serotonin) gibi biyojenik amin bulundururlar. Aynı hücrede birden fazla biyojenik amin bulunabilir. Diğer bir özellikleri ise amino asit dekarboksilaz aktivitesi gösterirler. Daha önce APUD olarak bilinen ve ektoderm orjinli bu sistem hücreleri artık DNES olarak bilinmektedirler. Bunlar organizmanın her tarafına yayılmış olup 35 kadar çeşidi vadır. Özellikle solunum, sindirim sistemi, tiroid, hipofiz, ve prostatta yayılmıştır. DNES hücreleri parakrin tip'te faaliyet gösterirler. Ayrıca polipeptit salgılamalarına karşın protein salgılayan hücre karakterinde değildir. Yani GER azdır.
  12. Bu gruptaki hücreler salgılarını hücre dışındaki ortama göndererek komşu durumundaki hücrelere iletirler. Örneğin diffüz nöroendokrin sistem hücreleri (DNES) salgılarını hemen yanındaki komşu hücrelere göndererek onları aktive ederler. Mast hücreleri histamin salgılayarak endotelyal hücreleri faaliyete geçirir.
  13. Hücreler kimyasal mesaj moleküllerini kendileri ile temas halinde olan hedef hücrelere iletirler. Sinir hücreleri örnek olarak verilebilir. Bu hücreler messenger maddelerini sinapslarla bağlı oldukları effektör hücrelere iletirler.
  14. 1. İyon taşıyan hücreler 2. Pinositozla taşıma yapan hücreler 3. Kimyasal mesaj meydana getiren hücreler ( Nörokrin, Parakrin, Endokrin, Otokrin salgılama) 4. Protein sentezleyen hücreler 5 Diffüs nöroendokrin sistem hücreleri (DNES) 6. Steroid salgılayan hücreler
  15. Peritoneal (karın zarı), pleural (akciğerleri saran örtü) ve perikardiyal boşlukları (kalbi saran örtü) örter. Vücudun kapalı boşluklarıdır. Bayanlarda peritoneal boşluk uterin tüplerle dışarıya bağlantılıdır. Yapısal olarak örtü epitelinden oluşan seroza mezotelyum olarak bilinir. Mezotelyum bazal lamina ve lamina prooaria üzerine oturmuştur. Seroz membranda bez bulunmaz.
  16. Vücutta bazı boşlukları vücut dışına bağlayan örtüye Mukoza denir. Bu boşluklar, solunum kanalı, sindirim kanalı, genital ve üriner kanallardır. Bu epitelin altındaki dokuya ise lamina proparia denir.
  17. Bazı fizyolojik ve patolojik şartlarda bir tip epitel doku başka bir tip epitel dokuya dönüşebilir. Bu olaya metaplazi denir. Örneğin çok sigara içen kişilerde bronşların yalancı tabakalı epiteli çok tabakalı epitel haline dönüşür. Metaplazi kalıcı bir olay değildir. Uygun şartlar oluştuğunda epitel doku tekrar eski durumuna döner.
  18. Hücrede salgının dışarı atılması sırasında hücre tahrip olur. Holos Yunanca'da bütün demektir. Dağılan hücrelerin yerine yeni epitel hücreleri çoğalarak geçer. Holokrin bezler faaliyetleri bakımından aktif ve dejeneratif tiptedir. Dejeneratif tipte salgı sırasında hücre canlılığını tamamen kaybeder yağ bezlerini örnek olarak gösterebiliriz. Aktif holokrin bezler ise ovaryum ve testislerdir. Yumurta ve sperm bu bezlerin salgısıdır.
  19. Hücreden salgı dışarı atılırken sitoplazmanın büyük bir kısmı da dışarı atılır. Bu sırada hücrenin 2/3 kadarı da tahrip olur. Apokrin salgılam da (apo:ayrılma) çekirdek hücrede kaldığı için hücrenin kalan kısmı onarılır. Apokrin salgı yapan bezler bulundukları yere göre kendilerine ait kokuları vardır. Bu nedenle bu bezlere koku bezleri de denir. Örneğin süt bezleri, koltuk altı bezleri, bazı ter bezleri, eşey organlarının etrafındaki apokrin tipi bezlerdir.
  20. Meros kelime anlamı olarak parça, krein ayırmak demektir. Hücrede meydana getirilen salgı bezin yapısına göre granüller halinde veya salgı moleküller, halinde salınır. Salgı hücre zarının yırtılmasıyla veya bezdeki kanalcıklardan dışarı atılır ve hücre zarar görmez. Merokrin tipte salgı yapan bezlere örnek olarak endokrin ve ekzokrin bezlerin çoğu verilebilir.
  21. Örtü epitel hücreleri arasında kalmış bezlere endoepitelyal (goblet hücresi) bezler, Örtü epiteli hücreleri dışında kalmış bezlere ekzoepitelyal (tükürük bezi) bezler denir.
  22. Salgılarını kanal'a verirler. Bu tip bezler küçük veya büyük olabilir. Ancak büyük bezler çok sayıda küçük birimlerden meydana gelmiştir. Herbir birime Korpus glandula (corpus:gövde, glandula:bez) denir. Dudak, yanak ve dilde bulunan tükrük bezleri birkaç korpus glandula'dan meydana gelmiştir. Bezler örtü epitelinin üzerinde bulundukları bağ doku içinde çoğalmaları veya bulundukları yerde farklılaşmaları sonucu meydana gelir.
  23. Endokrin bezler, salgılarını hücre gruplarının etrafını saran kan damarlarına verirler. Bu bakımdan damar bakımından zengin bezlerdir. Belli bir düzende olabileceği gibi (tiroid bezi), kütle halinde karışık olarak (Panreasta Langerhans adacıkları) yerleşmiş olabilirler.
  24. Goblet hücresinin glikoprotein salgılmasına bağlı olarak hücre Granüllü endoplazmik retikulum (GER) ve golgi organelleri bakımından gelişmiştir.
  25. PAS boyası ile pozitif boyanır. Ayrıca Acian mavisi, tolaidin mavisi ve thiazin boyaları ile spesifik olarak boyanır. Hematoksilin-eosin ile boyanmaz beyaz köpük şeklinde görülür.

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.