Biyolokum

KONUMUZUN ÇIKIŞ NOKTASINI OLUŞTURAN SORU: DÜNYANIN MERKEZİNE KADAR KAZIP İÇERİYE BİR TAŞ ATSANIZ SİZCE NE KADAR SÜREDE DİBE VARIR? Belki çocukluk hayallerimizi süsleyen, çizgi filmlerden aklımıza kazınan bir sahnedir. Dünyanın merkezine inmek, sıcacık ortamda yaşamak vs. vs. bir çok hayale ortaklık etmiş olduğumuzu düşünüyorum. İtiraf edin, sonuçta hepimiz bir zamanlar o minik dünyaların kendisini yaşadık. Eğer dünyanın merkezine kadar bir delik açabilirseniz ve yukarıdan (kime göre yukarı) içeriye bir obje atarsanız, bu obje üstün fiziksel hesaplamalar sonucunda 42 dakika sonra dibe varıyormuş. Yani çocuk gözüyle çift taraflı dünya seyahati toplamda 84 dakika sürüyor. Uçaktan veya herhangi bir hayali taşıma sisteminden çok daha hızlı bir yolculuk; öteki bir deyişle, buradan Çin’e 1.5 saatte hızlı yolculuk. Hayal gibi. Tabi sıcaktan koruyucu birkaç kıyafet almakta fayda var. Bir ek bilgi daha, Türkiye’nin neresinden dalarsanız dalın, Güney Pasifik Okyanusunda bir yere çıkıyorsunuz, dalmak için uygun kıyafetleri de çantanızda bulundurursanız iyi edersiniz. Dost tavsiyesidir, nacizane.

Sinekler havada keyfi olarak askıda kalmazlar bir amaç için beklerler. Mutlaka bir piknikte, bir çocukluk anısında veya çimlere uzandığınızda tepenizde saçma bir şekilde anlık yer değiştiren ama havada askıda kalan birkaç sinek dostumuza canlı şahit olmuşsunuzdur. O sinekciklerin aslında bir amacı var, çiftini bekliyor, arıyor, kolluyor ve ortalığı kolaçan ediyor biliyor musunuz? Mutlaka denemelisiniz, böyle bir sahneyle karşılaştığınızda ufak bir taş parçasını sineğin yakınına eğik atış misali gönderdiğinizde hızlı bir hareketle peşinden gidip sonra tekrar ansızın eski bulunduğu konuma gelerek askıda kaldığını göreceksiniz. Bu onun için yanlış alarm niteliği taşır, boşa kurşun sıktığını görünce tekrar eski pozisyonuna geri döner. Mesela bu aylarda havalar ısınıyor iken daha sık rastlama ihtimaliniz yüksek, bir çöp, hayvan leşi veya su birikintisi gördüğünüzde mutlaka etrafa bir göz atın, yüksek ihtimalle sevişmeye susamış sineklerden göreceksiniz.

Vücudunuzda en uzun yaşayan ve en yaşlı hücre beyin hücresidir. Ezber bozan hareketler serisinden bir bukle olarak aklınıza takılan sorular bölümünde size bu keyifli veriyi sunmak isterim. Hayatınız boyunca en çok ömre sahip olan hücreler beyinde yer alır, tüm yaşamınız boyunca sizinle birlikte yaşayan hücreleriniz olabilir, fizyolojik olarak bu mümkün. Tabi ne kadar hücresel nitelik taşır o yaştan sonra tartışılır. Hangi yaş tabi onu da tartışmak lazım. Siz yine içki ve alkol gibi alışkanlıklarınızdan arınmaya özen gösterin. Kesin yaşayacaklar diye bir kaide yok.

Bir Stanford psikoloğu, cihazlarının ayartmasına karşı koymak isteyenler için cevaplar sunuyor. Bulunduğunuz yere bağlı olmadan sizi bağlı tutarak, cihazlarınızın sizi daha üretken ve daha az gergin yapması gerekiyor. Fakat belki bunların tersini yaptığına dair ürpertici bir bir hise sahip olabilirsiniz. Belki hayat arkadaşınız lokantalarda telefonunuzu çıkardığınız zaman somurtmaya başlıyor veya belki de siz gün boyu eposta ve sosyal medyayı kontrol ederek harcadığınız tüm zamanın, diğer işleri yapıyor olacağınız zamanı tükettiğini hissetmeye başlıyorsunuz-işiniz hakkında resmin büyüğünü düşünmek dahil. Teknolojiye gerçekten bağımlı olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? Eğer azaltmanız gerektiğine karar verirseniz, telefonla ilgili yükümlülüklerinizi kontrol altında tutmayı nasıl başarırsınız? Hepsinden sonra, bir girişimcisiniz; telefonunuzu çöpe atıp vahşi yaşamda bir kulübede yaşamayacaksınız. Herşeyden önce, iyi bir toplulukta olduğunuz gerçeğinin rahatlığını yaşayın. ABD’nin teknoloji başkentinin, Silikon Vadisi’nin kalbinden çoğu start-up’ın koca peruklarının, teknoloji bağımlılıkları hakkında endişeli oldukları ortaya çıktı. Sonra, Stanford psikoloğu Kelly McGonigal’ın tavsiyesini alıp gerçek bağımlılık işaretleri için kendinizi kontrol edin. Geçenlerde Stanford Bilgitabanındaki bir röportajda dikkat edilecek belirtileri açıkladı: Bir ilaç veya yiyecek veya alışveriş veya teknoloji olsun, ortak bir his vardır. Eğer zihniniz ve bedeninizde olanlara dikkat ederseniz, serbestçe dolaşan bir endişe hissedersiniz ve sonra bir aciliyet duygusu, özellikle bağımlılık nesnesinden ayrı olduğunuz zaman olur: “Ona şimdi sahip olmalıyım,” veya “Tıklamayı veya kontrol etmeyi sürdürmeliyim.” Bu olumlu bir arzudan ziyade daha çok panik gibidir. Bu, kontrolden çıkmanın bedensel özelliğidir. Ve önemli olarak, ne kadar teslim olursanız olun, asla yeterli hissettirmez. Tatmin yoktur. Teslim olmak sadece sizin onu tekrar istemenize sebep olur. Daha önce eğlenceli olan şey mutsuz mecburiyete dönüşür. Çoğu insan telefonları, Facebook, eposta, Twitter, çevrimiçi ünlü dedikodusu, internet pornosu ve dahası hakkında bu şekilde düşünür. Eğer bu siz ve telefonunuz veya bilgisayarınız arasındaki ilişki gibi görünüyorsa, McGonigal ayrıca cihazınızla daha sağlıklı bir yere geri dönmek için atabileceğiniz bazı basit adımlar öneriyor. Korkmayın, ciddi rehabilitasyon muhtemelen gerekmiyor. Bunun yerine çözümün, endişe hislerinize ve ihtiyaçlarınıza karşı dikkatli olmak fakat duyarlı olmamak olduğunu söylüyor: Sadece işleme ve nasıl çalıştığına dikkat etmeyi öneriyorum. Hiç telefonunuzu kontrol etmeye can atmanın nasıl hissettirdiğini biliyor musunuz? Veya telefonda olduğunuzu sadece telefonunuzda beşinci mesajı gönderirken mi fark ediyorsunuz? Sonra iki şey öneriyorum: Kendiniz için bir destek planlaması yapmaya ihtiyacınız var. Aynı yöntemde eğer sağlığınızı geliştirmek istiyorsanız dolabınızda ıvır zıvır yiyecekleri bulundurmazsınız, telefonunuzu uzağa koymanın yollarını düşünmelisiniz. Onu uçak moduna alın veya diğer insanlardan araba sürerken mesaj yazmama sözü verdiğinizi size hatırlatmalarını isteyin. İkincisi: Arzu ile sörf yapın. Bedeninizin nasıl hissettiğine ve nefes alış verişinize dikkat edin. Arzuyu sörf yapacağınız bir dalga gibi düşünün ve onun üzerinden nefes alın. Bir dalga gibi, çarpacak ve yok olacaktır. Arzular, beyniniz ve bedeniniz teslim olacağınızı bildiği zaman kendilerini sürdürürler. Yapmamayı vaat eder etmez, beynin arzuyu işleme şekli değişmeye başlar. Bu yaklaşımın, insanların yemekten sigaraya kadar bütün arzu türlerini yenmelerine yardımcı olduğu gösterilmiştir. Teknoloji ile ilişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz: Sağlıklı, sağlıksız veya arada bir yerde mi? https://www.facebook.com/notes/özet-haber/akıllı-telefonunuz-bir-kumar-makinesi-gibi-mi/894738783918479 http://www.inc.com/jessica-stillman/cure-for-tech-addiction.html