Jump to content

Kuyruklu Doğan İnsanlar


‎Sinan Kaleli‎

Önerilen İletiler

‎Sinan Kaleli‎

Bazı biliminsanları, insan embriyosunun gelişim sürecinde evrimin izlerini taşıdığını söylerler, bir başka deyişle, başlangıçta balığa, sonra küçük bir memeliye, daha sonra bir maymuna, en sonunda da insan olarak tanımladığımız canlıya benzerler.

Embriyonun gelişiminin ilk evrelerinde, solungaç benzeri yarıklar bulunur. Gelişimin dördüncü haftasında embriyo küçük bir kuyruğa sahiptir, kuyruk bu bir iki hafta içerisinde en uzun boyuna ulaşır, daha sonra, altı ila onikinci haftalar arasında, beyaz kan hücreleri (lökosit) kuyruğu yok eder ve en azından çoğu zaman, embriyo kuyruksuz, normal bir cenin olarak gelişmesini sürdürür. Ancak, çok nadiren de olsa bebeğin, işlevini yitirmiş bir kuyruk çıkıntısıyla birlikte doğma ihtimali vardır.

Kuyruklu insan doğumu son derece nadir rastlanan bir durumdur. Son yarım yüzyılda, birkaç yüz adet bildirim yapılmıştır, bu sayıya rapor edilmeyenleri de dahil etsek, son derece ender görülme oranı değişmeyecektir. 
İnsanlarda oluşan kuyruklar üzerinde yapılan tıbbi çalışmalar sonucu bu kuyruklar iki kategoriye ayrılmışlardır. “gerçek” kuyruk olarak tabir edilen, ve insanın kuyruk sokumundan uzayarak gelişen, işlevini yitirmiş olsada bir kuyrukta olması gereken temel özelliklere sahip olanlar ve vücudun arka tarafında oluşmasına rağmen, kuyruk özelliklerini tamamen sergilemeyen, daha çok gelişim anomalileri sonucu oluşmuş “sahte” kuyruklardır.

“Gerçek” olarak sınıflandırılan kuyruk çıkıntısı oluşumu, embriyonun gelişimi esnasındaki Wtn-3a geninin o bölgedeki hücrelerin ölüm talimatını vermesiyle durur. Kuyruk oluşumunun gelişmeye devam ettiği durumlarda ise, bir şekilde Wtn-3a geninin bu talimatı vermesinin kısıtlandığı tespit edilmiştir.

2012 yılında Hindistanda rapor edilen 6 kuyruklu doğum vakasında yapılan incelemelerde, bu vakaların 5 tanesinde bebeğin arka bölümünde oluşan kuyruk çıkıntısının omurga ile bağlantısı olmadığı gözlemlenmiştir.

İnsanlardaki kuyrukların ve perdeli ayakların geçmişteki atalarımızdan genetik şifreler taşıdığı söylense de, beraberinde, omurga ile bağlantısız ve kuyruk yapısını tamamen yansıtmayan durumların yaygın olması nedeniyle, bir anomali oldukları tezi de ileri sürülmektedir.

Günümüzde bilinen en uzun kuyruk 33 cm boyuyla, Batı Bengal’de bir tarım işçisi olan Chandre Oram isimli kişiye aittir. Kuyruk en uzun bilinen kuyruk olmasıyla beraber, tıbbi olarak “spina bifida” (ayrık omurga) ismiyle tanımlanmış ve yoğun şekilde kıllarla kaplı olmasıyla da dikkat çekicidir.

Kaynaklar : 
Popular Science Magazine
Journal of Indian Association of pediatric Surgeons (JIAPS)
Journal of Child Neurology

Yorum bağlantısı
Mehmet Akif Gül

Omurgalı embriyolarının ilk dönemlerinde neredeyse birbirinin ayni olması ve zamanla sonuçta olacağı bireye doğru farklılaşması sık sık evrim'in bir hızlı çekimi olduğu şeklinde ifade edilir.Ayrıca taşımakta olduğumuz genlerin önemli kısmının artık işlevini yitirmiş eski zamanlardan kalma olduğu yani adeta bir gen çöplüğü taşıdığımız da söyleniyor.Belki kuyruk,yüzgeç tuhaflıklara çöplükdeki bir genin normalin dışında aktifleşmesi yol açıyor olabilir.Zaten evrim'de entropy'nin bir sonucu değil mi?

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.