Sizce insanlar üzerindeki evrim devam etmekte midir?

Sizce insanlar üzerindeki evrim devam etmekte midir? Bu konuda düşüncelerimi maddeler halinde yazıyorum.

1. Tıp geliştiği için artık doğal seçilime müdahele ediyoruz bu yüzden çevre koşullarına yenik düşen insanlar elenmiyor. ve iyileştiriyoruz. Böylece vahşi hayatta elenmesi gereken bireyler neslini devam ettirebiliyor.

2. Vahşi hayatta en ufak besin bile değerli olduğu için kullanılmayan organlar, fazla enerji ihtiyacını kısmak için nesiller boyunca körelerek azalırlardı fakat şuan besin problemi yaşamadığımız için körelmekte olan organların körelme işlemi durdu mu?

3. Son olarak belki de en önemli gördüğüm soru. Sizce evrim bizim evrime,kendimize ve çevremize olan etkimize rağmen yine de bir yolunu bulup bizim henüz farkına varamayacağımız bir şekilde bize etki etmeye devam ediyor olabilir mi?

Görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.

insan söz konusu olduğunda evrimi sadece klasik mekanizmalar üstünden yorumlamak yetersiz olur bence..
insan, gerek kendisi için, gerekse de diğer canlılar için evrimsel süreçleri tamamen değiştirmiş durumda.. 
belki de evrim kavramını insan etkisinden önce ve sonra diye ayırarak daha iyi anlayabiliriz..

Evrim doğa ve yaşam şartları değiştiği sürece devam eder. Bunu gerektiren sayısız faktör mevcut. Örneklemek gerekirse, dünyanın bir yanında insanlar 30 metre derine dalıp 10 dakika nefeslerini tutarak avlanabiliyor çünkü dalakları büyümüş. Diğer yanda suyun altında tıpkı balıklar kadar denizin içinde net görebilen insanlar var.
Evet evrim devam ediyor insanlar içinde çünkü bizde bir hayvanız

Yönetici arkadaşın post altındaki açıklamasında görmüştüm ben de dalak olayını. Olduğu gibi kopyalayıp yapıştırıyorum yorumu. 

"Bence kardeşinizin evrimi yanlış anlamamış; sadece zaman ölçeği konusunda ufak biraz desteğe ihtiyacı olabilir. Yunuslar ve balinalar 50 milyon yıl kadar önce denizde yaşamaya başlayan ve suaygırının akrabası olan dört ayaklı bir kara memelisinin - pakicetus - torunları. Yüzgeçlerinin ortaya çıkması 10 milyon yıl kadar sürmüş.

İnsanlar, pakicetus'a karşılaştırıldığında, kurak bir ortamda ve beyin kapasitesi merkezli olarak 6 milyon yılda evrimleştiler. Şu an bilinen topluluklar içinde, denizde yaşamaya adapte olmuş insan grupları var. Endonezya'daki Bajau halkı, dalaklarının mutasyon sonucunda büyümesiyle daha uzun süreler (10dk civarında) nefes almadan su altında kalabiliyorlar. Thailand'da yaşayan Moken halkı, gözlerindeki değişimle su altında diğer insanlara göre çok daha net görebiliyorlar. Bu değişikliklerin ortaya çıkıp yayılması için, birkaç on bin yıl yeterli olmuş. 

Farklı canlı gruplarının (deniz sürüngenleri, balıklar, yunus/balinagiller, penguenler, foklar, deniz inekleri) farklı zamanlarda yüzgeç sahibi olması, insan veya primatların da bunu bir vadede "başacabileceğini" akla getiriyor. Ancak bizlerin üzerinde su altında yaşamak için yeterince baskı yok. Teknoloji sayesinde dalış yapmadan da avlanabiliyoruz, avcılardan korunabiliyoruz. Herhangi bir insan topluluğu tam olarak diğerlerinden izole olup kendi yolunda gidemiyor üstelik."

Zekanın İlerlemesi ve evrimi devam ediyor. Teknolojide ki ve bilimde ki ilerlemeler bunun kanıtı. Yakın/orta gelecekte hibrit insanlara doğru bir geçiş söz konusu olabilir. Yani makine ve insan karışımı canlılar kurgulanabilir veya genetik ilerleme sayesinde okyanus yaşamına adapte insanlar yapılabilir. Dolayısı ile evrim oldukça yüksek bir hıza erişebilir.

1.Evrim sadece dogal secilimle olmaz es secimi de cok onemlidir ki gunumuzde cogunlukla bu yolla evrimlesiriz.

2. Evet korelme islemi durdu diyebiliriz ama istisnalar var. Mesela herkesde olmayan cekinik gene bagli kullanilmayan organlar veya ozellikler gitgide gen havuzunda dagildigi icin gorulmemeye baslanir. 

3.Evet boyle birsey mumkun. Etkisi cok ufak da olsa farketmedigimiz sekilde evrim bizi modern sartlara karsi guclendiriyor olabilir. Ozellikle radyasyon, hava kirliligi, stress gibi gunumuzde sorun olan etkenlere karsi ufak da olsa etkisi olabilir. Fakat kulturel evrim bu kadar cok etkiliyken, genetik evrim yoksayilabilinecek olcude ufak olacaktir.

Anatomik olarak evrimi durdurmanin tek yolu sanirim genetik kodlarin degistirilerek zaman ile orjinal kod haline getirilmesi. Onun disinda evrim devam ediyor insan vucudunda. Gelecekten öngorulen anatomik degisiklieri suan biliminsanlari tartisiyorlar. En cok bilinenler gelisen beyinden dolayi buyuyecek kafatasi, kaybolacak olan ayakparmaklari, agiz icinde otcul donemlerden kalan 20liklerin daha seyrek gorulecek olmasi, gozlerin gelisen kafatasiyla beraber cok daha buyuk ve oval yapisi vs...

Benim teorim bireysel evrimin sosyal evrime döndüğü yönünde. Yönetim sistemini iyi kuran toplumlar ilerliyor. Hatta göç yolu ile içlerine genetik katılım sağlıyorlar ancak sosyal evrimini tamamlayaman toplumlar sürekli kaybediyorlar. Nüfus bir noktaya kadar önemli ancak, artık oluşan felaketlerde de nüfusa orantılı kayıplar oluyor.

Hastalıkların tedavisi bireysel açıdan evrimsel sürece ters gözükse de “tür” bazında düşündüğümüzde evrime uyan bir şey bence. Sonuçta homo sapiensin kendini tedavi edebilmesi diğer türler arasında onu avantajlı konuma getiriyor. En basitinden günümüzde aşısı bulunmuş, şu an tamamen ortadan kalkmış ancak önceden büyük kitlesel sıkıntılara yol açmış hastalıkları düşünün... Yine basit bir örnek verirsek; grip virüsünün sürekli olarak değişmesi, inanması zor da olsa “bir gün gribe karşı etkili bir savunma sistemi geliştiremememiz ihtimali”ni doğuruyor. Hatta şöyle bir ihtimal de var; dünya üzerindeki bir kısım insan bir gün gribin son dirençli haline yanıt verebilirken, bir kısım insan da veremeyebilir. Sonuçta bu olaylar sizin immün sisteminizin rastgele antijenler tanıması vesaire gibi süreçlerden oluşuyor... Yani demem o ki çok basit düşündüğümüzde bile evrimin etkilerini ya da olası süreçlerini fark edebiliriz