Jump to content

Son zamanlarda kanser vakaları çok mu arttı yoksa bana mı öyle geliyor?

Konuyu değerlendir


Avni Murat Canlı

Önerilen İletiler

Avni Murat Canlı

Çevremde birçok insan kanser olmaya başladı. Son zamanlarda kanser vakaları çok mu arttı yoksa bana mı öyle geliyor ? Ve açıkçası korkmaya başladım. Aile geçmişimde de örnekler var. Genetik olarak bu hastalığa yakalanma ihtimalim beni şu kanıya itiyor ne kadar sağlıklı beslenirsem besleneyim ne kadar kendime dikkat edersem edeyim kanser olacakmışım gibi geliyor. Kısacası bu hastalıktan korunmak için en etkili neler yapabiliriz acaba ?

Yorum bağlantısı
Pedram Türkoğlu

Aslında kanserin şu an sık görülmesinin temel nedenlerinden biri, insan yaşının artması. Zaten bu istatistikler, halihazırdaki insanlar üzerinde yapılıyor. Eğer siz bu ölçümü 60-70 sene önce ile karşılaştırırsanız, şimdi daha çok kanser vakası raporu tespit edersiniz. Çünkü 60-70 sene önce insanlar şu an tedavisi "basit" diye nitelendirdiğimiz hastalıklardan nispeten erken yaşlarda ölüyorlardı. Örneğin en basitinden enfeksiyon hastalıkları ve otoimmün hastalıklar. Ha bu, şu an kanser yok demek değil tabii. Genetik ve çevresel bir hastalık olduğu için elbet olacaktır. 

En önemlisi bu durumda psikolojik olarak ödün vermemek. Stres altındaki hücreler de olumsuz süreçlere girebiliyor. Kanserden korunmanın en temel yolları, zaten herkesin bildiği gibi sağlıklı beslenmek, spor yapmak, zararlı maddelerden uzak durmak. En basitinden sigara. Bir de şöyle ilginç bir bilgi vereyim. Sigara birçok kanserin etiyolojisinde (neden biliminde) yatıyor. Yani birçok kanserin sebebi olabiliyor. Ancak ilginçtir ki yapılan çalışmalarda sigaranın, endometrium (rahim duvarı) kanseri riskini azalttığı tespit edilmiş. Özellikle menopoz sonrası dişilerde endokrin nedenlerden. Tabii sırf bu yüzden sigara içmek, eldiven takıp 9. kattan atlamaya benzer. Belki sadece ellerinizi korur.

Yorum bağlantısı

Eskiden kanserin ve şeker hastalığının teşhisi yoktu pek dedemden eskilerin (amcası dayısı dedesi tanıdıkları) ölümlerini dinlemiştim. Çoğu yaşlıydı yatıyordu öldü diyorlar. Bazılarının ölmeden önceki halleri kanser belirtisi. Bazılarının kalp krizi. Bir amcası ''rahmetlik meyveyi çok severdi'' aşırı meyve yediği (kiraz diye hatırlıyorum) bir gün ölmüş muhtemelen diyabet komasından ölmüş... Köyde şeker hastalığı teşhisi koyulan ilk kişide bundan 20 yıl önce (sanırım) 1 kutu balı 1 günde yedikten sonra ölmüş ... Eskiden teşhisin olmaması hastalıkların bilinmemesi istatistik artışında büyük etken

Yorum bağlantısı

Ben kanser ile modern yaşam arasında kurulan ilişkinin yanlış olduğunu düşünüyorum. He duyarız 50'lerde, 60'larda bu kadar kanser vakası görülmüyordu tarzı söylemleri de, 50'lerde, 60'larda kanserin teşhisi bu kadar kolay mıydı? Kanser bağlantılı ölümlerde, primer hastalığı şimdi olduğu gibi kolayca bulabiliyor muydu hekimler? Bugün amiyane tabirle eleme usulü çalışıyor hekimler. Hasta diyelim göğsünden ya da karaciğerinden herhangi bir şikayetle başvurdu hastaneye, hekimler önce mr bt gibi modern tıbbın nimetleriyle görüntüleme ve tümör markerlarından, anti HIV, anti Hepatit testlerine kadar bir dizi kan testi istiyor. Kanser ve diğer belli tehlikeli hastalıklar artık ilk önce elenen ihtimaller. Dedenin "bizim zamanımızda" dediği yıllarda ise tedaviden teşhise ulaşma, yani hasta daha basit hastalıklara yönelik tedaviye yanıt vermezse daha kötü hastalıklardan şüphelenme yöntemi yaygındı. 

Bir de tabii kanser, yaş ilerledikçe riskin arttığı bir hastalık. Türkiye'de ortalama yaşam süresi 75 olmuş.

Yorum bağlantısı

Bikere su dusunceyi atin kafanizdan "neyaparsam yapayim kanser olucam" bu dusunceyle zaten kendinizi kodlamis oluyosunuz hemen bu kodu silin hayatin guzelliklerine odaklanin kendinize amac edinin 10 yıl sonra sunu yapicam 20 yıl sonra ornegin dubaide olucam ,evlenicem vs cocuklarim olucak yada cocugunuz varsa beraber baliga gidicez bu tur amaclaredinip bu yonde calismaya basladiginizda beyninizi odaklamis olursunuz ve insan odaklandigi neyse hedefine ulasmadan vazgecmek istemez uuzulmeyin ailenizde kanser vakasi var diye sizde olacaksiniz anlamina gelmiyor

Yorum bağlantısı

@avni hocam sekerden uzak duracaksin bol oksijen sart ve su resimdeki kollodial altini kullanacaksin arastir anti kanser etkisi var.Tumor kucultme kanserden koruma dna hasari onarimi ve uzun yillar sagliklo bir yasam ve ayrica beyninin nöronlar arasindaki elektrik sinyalini 10.000 kat arttiriyor.Vucundaki elektrik akisini hizlandiriyor.Ve cok hizli dusunebiliyorsun.Ve saglikli kaliyorsun.Bak buna ejderha kani denir.Bu cay degil bunu ictigin su sisesine 3-4 damla damlatacaksin yada dil altina bir damla inanilmaz birsey.Vucuduna altin aliyorsun.Denedim etkisi normalde etrafta bakmadigim seylere onemsemedigim seylere dikkat etmeye basladim.Ve bu stres kaygi uzuntu depresyon vs iyi geliyor.Kullandigimdq sanki daha huzurlu hissediyorsun.Bunun icindeki altin ppm orani yuksek ne. Kadar kucuk nano boyutta o kadar kirmizi.Yapana kadar ugrastim.Ama degdi tadi yok kokusu hafif karamel kokusu icinde yuksek oranda saf altin var.Arastirabilirsin anti kanser ozelligi var.Ve bundan 1000 kat daha kuvvetli monoatomik altin yani manna var onu kullanmak kanserin bile olsa yok olmasi demek.Yapimi uzun suruyor ama yapicam ve kesinlikle kullanicam.Uzun saglikli bir omur ve yasam icin.

Yorum bağlantısı
  • 4 weeks later...

@avni Evet genetik faktör elbette var, fakat bu sizin yaşam tarzınızla da ilgili. Yaşam tarzı derken neyi kastediyorum? Kanserojenlere ne ölçüde maruz kalıyorsunuz? Bu önemli bir soru. Yapılan yorumlar doğru fakat şu husus önemli; Eskiyle yeniyi her yönden ele almalısınız. Evet, hastalıkların çoğunda teşhis için günümüzde yöntemler mevcut fakat aynı zamanda kanser tetikleyiciler de arttı: Telefon sinyalleri (Etkili diyen de var, etkili değil diyende. Mümkün olduğunca uzun konuşmamak yada uzun görüşmelerimizi kulaklıkla konuşmak gerekiyor), Wi-Fi sinyalleri, şeker tüketimi, sigara-alkol tüketimi, UV ışınlar, hava kirliliği vs. daha sayılabilir. Eskiden kanser vakaları şimdiki rakamlarda değildi fakat bu saydıklarımın büyük çoğunluğu da yoktu yada az miktarda idi :) siz kendinizi asla şartlamayın ve bu tetikleyicilerden mümkün olduğunca korunmaya çalışın. Evet bazıları hayatımıza vazgeçilmez ölçüde işlemiş durumda. Bu yüzden mümkün olduğunca diyorum. Ferdi olarak yapabileceklerinizi yapın. Örneğin; şekeri kesin/azaltın veya katkı maddeleri içeren hazır besinler tüketmeyin. Yapamadıklarınızdan da kaçınmaya çalışın. Mesela, yazın güneşli havalarda öğlen saatlerinde UV'den korunabilmek için mecbur olmadıkça dışarıya çıkmayın.

Özetle; kanser vakası genetik değişimlerin (hasarların) bir ürünüdür. Yani DNA'nızdaki hasarlardan kaynaklanan düzensizliklerdir. DNA'mıza zarar veren etkenlerden olabildiğince kaçınıp, kontrollerinizi yaptırdığınız sürece (özellikle aile geçmişinizde olduğu için söyledim. Ayrıca, ailesinde vaka olan herkes için de geçerli) korkmanıza yada endişe etmenize gerek yok. Hayatınızı yaşayın, sağlıkla kalın.

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.