Jump to content

Canlılar neden sınıflandırılır?


Önerilen İletiler

Dünyada yaşayan canlılar, insanlarla birlikte içinde yaşadığımız çevrenin bir üyesidirler.  Çevre bilindiği gibi cansız (su, hava, toprak vb.) ve canlı (hayvanlar ve bitkiler) öğelerden oluşur.  Canlılar bu komposizyonun canlı (biyotik) kısmını oluşturur.

Dünyada yaşayan canlıların tür olarak sayısı yazarlara göre değişmekle birlikte zamanımızda 2.5-3 milyon olduğu tahmin edilmektedir.  Bunlardan yaklaşık 400-500.000 i bitki geri kalanı ise hayvandır.

Esasında yüksek organizmalı canlıların bitki ve hayvan olarak ayrılmaları kolay olmakla birlikte, bazı ilkel organizmaların (özellikle tek hücreli canlıların) bu şekilde birbirlerinden ayrılmaları oldukça zordur.  Bu nedenle eskiden bitkiler ve hayvanlar alemi olarak birazda zorlukla, iki ana gruba ayrılan canlılar son yıllarda daha değişik ve ileride belirtilecek gruplara ayrılmışlardır.

Canlıların tür sayısı çok olduğundan bilim adamları bunların birbirine benzer olanlarını bir araya koyarak incelemeye ve sınıflandırmaya başlamışlar ve böylece Taksonomi-Sistematik denen bilim dalı ortaya çıkmıştır.

İnsanlar dünyada yaşayan canlıları bilmek, bunların kendileri için fayda ve zararlarını saptamak ve bunları tanıyıp davranış, yetişme şekil ve şartlarını bilerek bunları anlayabildikleri ölçüde daha sağlıklı ve mutlu bir hayat süreceklerdir.  Örneğin bir asalağın hangi şartlarda yaşadığını bilip bununla mücadele edecekleri gibi, bir bitkinin yetiştiği şartları iyi bilerek onu yetiştirip bazı ihtiyaçlarını karşılayabileceklerdir.  Yaşadıkları iklime uygun bitki ve hayvanlar yetiştirerek hem onlardan çeşitli yollardan yararlanmaları hem de bu şartlara uymayan canlıları yetiştirmek için gereksiz masraf ve çaba harcamaları önlenmiş olacaktır.  Örneğin Erzurum’da yaşayan bir köylü zeytin veya portakalın o çevrede yetişmeyeceğini önceden bilirse boş yere çaba harcamamış, masraf etmemiş olur.  İpekböceği yetiştirmek isteyen bir kişi bu böceğin beslenmesi için gerekli olan dut ağacının olmadığı bir yerde bu böceğin beslenemeyeceğini bilmelidir.

Diğer yandan bilimsel çalışma yapacak bilim adamları denemelerinde kullanacakları bitki ve hayvanları, bunların türlerini doğru tanımak zorundadırlar.  Aksi takdirde o canlı ile gelecekte bir deneme yapacak olan bilim adamı, kendinden evvel hangi canlı ile ne gibi deneyler yapıldığını bilemez.  Diğer taraftan bu tanıma doğru olarak yapılmaz ise bilim adamları aynı canlı yerine farklı canlılar ile çalışırlar ve bulacakları sonuçlarda bir birini tutmayabilir. Bunun tipik bir örneği ülkemizdeki fıstık türleridir. Ülkemizde 3 ayrı tür fıstık yetişir. Bunlardan Yer fıstığının bilimsel adı Arachis hypogea’dır. Şam fıstığı ise Pistacia vera, Çam fıstığının adı ise Pinus pinea ’dır. Buradan da görüldüğü gibi ülkemizdeki fıstıklar 3 ayrı cinse aittir. Bu örnekler daha da arttırılabilir.

İşte bu nedenlerle bilim adamları, özellikle Taksonomist veya Sistematikçi olarak bilinenler bu canlıları sınıflandırarak benzer olanları bir araya toplamaya başlamışlar ve böylece canlılar morfolojik açıdan birbirlerine olan benzerlik ve farklılıklarına göre gruplandırılmaya başlanmış ve böylece taksonomi veya sistematik bilimi doğmuştur.

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.