Jump to content

Pestisid Kirliliği Nedir?


Önerilen İletiler

Pestisid, bitki hastalıkları, zararlı böcekler ve yabancı otlar gibi tarımsal ürünlerin avlanmasına neden olabilecek çeşitli etmenlere karşı kullanılan kimyasal bileşiklerin hepsine birden verilen genel bir isimdir ya da besin maddelerinin üretimi, tüketimi ve depolanmaları sırasında besin değerini bozan ve bitkilere zarar veren böcekleri, mikroorganizmaları ve diğer zararlıları yok etmek için kullanılan kimyasal maddelerdir. WHO ve FAO (Food and agricultare Organisation) ise istenmeyen bitki ve canlıları kontrol altında tutmak veya bitki büyümesini ayarlayıcı, yaprak dökülmesini sağlayıcı, rutubet alıcı olarak kullanılan madde veya maddeler karışımı olarak tanımlamıştır. Toksik olma, güç ayrışma, canlı organizmalarda ve çevresel ortamlarda birikim yapabilme nedeniyle önem taşırlar. Pestisidlerde aranan en önemli özellik, zararlı hayvanlara ve böceklere çok toksik olması, memeli hayvanlara ve insanlara karşı antitoksik olmalarıdır.

Günümüzde kullanılan binlerce pestisidin büyük çoğunluğu hem zararlı canlılar için hem de insan ve memeli hayvanlar için çoğu kez aynı derecede toksiktir. Deniz ortamında çözünmeyen klorlu pestisidler, organizmaların yağlı dokularında birikir ve bu birikim, beslenme aracılığıyla denizdeki tek hücreli canlılardan başlayarak balıklara ve balıkla beslenen kuşlara kadar ulaşarak yoğunluk kazanır. Pestisidler kara ortamında ise pestisid kalıntısı içeren bitkilerle doğrudan veya yer içinde hayvanların vücuduna girerek dolaylı yollarda yine insan vücuduna kadar ulaşırlar. İnsanın hem bitkisel hem hayvansal besinlerle beslenen bir canlı olması ve beslenme zincirinin son halkasını oluşturması bu tür bileşiklerin insana büyük ölçülerde yansımasına neden olmaktadır.
Havada, suda ve toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan kimyasal maddeler tehlikeli ve zararlı maddeler olarak tanımlanmaktadır. Bu maddelerin alıcı su ortamları için tehlike yaratma durumu yerel koşullara, maddenin miktarına ve maddenin özelliklerine bağlıdır. Herhangi bir maddenin su ortamındaki ve beslenme zincirindeki canlı yaşam için tehlike olup olmadığına;
*Memeli hayvanlar için akut ve oral toksisite
*Bakteriler için akut toksisite
*Balıklar için akut toksisite
*Biyolojik ayrışabilirlik
testlerinden sonra karar verilebilmektedir.

Pestisidlerin Sınıflandırılması

Pestisidler inorganik, doğal organik ve sentetik olmak üzere üç grupta toplanabildiği gibi biyolojik organizmaya göre insektisidler (böcek öldürücüler), algisidler (alg öldürücüler), fungisidler (mantar öldürücüler) ve herbisidler (ot öldürücüler) şeklinde ya da kullanım tarzlarına göre atraktan (çekiciler), fumigam (duman oluşturanlar) ve repellan (iticiler) olarak da sınıflandırılabilirler. Doğal organik pestisidlere örnek olarak rotenon, pretrum ve nikotin; inorganik pestisidlere ise arsenikli, cıvalı, boratlı ve florürlü bileşikler verilebilir. Sentetik organik pestisidler kimyasal özelliklerine göre klorlu pestisidler, organofosforlu pestisidler ve karbonatlı pestisidler şeklinde sınıflandırılabilir. Klorlu pestisidler değişik amaçlarla geniş kullanım alanı kurmuştur. En önemli örneklerinden biri olan DDT, çok miktarda kullanılmış, daha sonra çevreye de olumsuz etkileri nedeniyle birçok ülke tarafından yasaklanmıştır. DDT, sıtma ve tifo gibi pek çok hastalığın önlemesinin yanı sıra gıda üretimine olan büyük katkısı nedeniyle çok fazla üretilmiş ve kullanılmıştır.
Bu persitent (kalıcı) bileşik çevirim yoluyla her tarafa taşınmıştır. Havada ve yağmur suyunda küçük derişimlerde, kuş ve balıkların yağ dokusunda ise daha büyük derişimlerde belirlenmiştir. DDT’nin ve genelde organoklorlu pestisidlerin en önemli olumsuz etkileri, aşırı kullanımları ve çevrede dolaşımı sonucu insan ve hayvan bünyelerine alınarak yağ dokusunda birikebilmeleridir. Suda pek fazla çözünmeyen bu grup, yağ dokusunda birikmekte ve yağın metabolize edilmesi sonucu kana geçerek zararlı etkiler oluşturabilmektedir. Klorlu pestisidlerin diğer önemli olanları lindan, endrin ve dieldrin olup hepsi de böcek öldürücü olarak etkindirler. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra büyük önem kazanan organofosforlu pestisidlerin en önemlisi paration olup diğer organofosforlu pestisidlerde olduğu gibi yapısında S, N ve P’yi bulundurmaktadır. Paration, meyve sineği gibi bazı zararlılara karşı çok etkin olmasına karşılık insanlara olan toksik etkisi nedeniyle çok dikkatli kullanılması gerekir. Diğer organofosforlu pestisidler malation, klorotion, dikapton ve metasistokstur.

Pestisidlerin Su Organizmalarına Etkisi

Organoklorlu ve fosforlu pestisidler ile organik asitlerden bazılarının Salmo gairneri üzerindeki lethal doz değerleri farklılık göstermektedir. Organoklorlu pestisidler organikfosforlulara ve organik asitlere göre daha yüksek bir toksik etkiye sahiptir. Bu pestisidler, besin zincirinin ilk halkalarını meydana getiren fitoplanktonlar ve zooplanktonlarda önemli etkileri vardır. Bu pestisidlerin suda uzun süre parçalanmadan kaldıkları dikkate alındığında suyun primer prodüktivitesinin hemen hemen yok olacağı sonucuna varılabilir. Bunlarla beslenen zooplanktonlar ve balıklar ise primer prodüktivitenin azalması sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.

Pestisidlerin zooplankton yumurtaları, larvaları ve erginleri üzerine de önemli etkileri vardır. Bu konuda yapılan çalışmalar, suda bulunan pestisid miktarı artışıyla da yumurta gelişimi ve larvaların yaşama şanslarının azaldığı belirlenmiştir. Organoklorlu pestidilerin sudaki değişik miktarları birçok su organizması üzerinde negatif etkisi olduğu saptanmıştır. Pestisidler içerisinde bulunan Hg, önemli bir çevre kirleticisidir. Hayvanlarda birikime uğradıklarından besin zincirinde yüksek derişimlere ulaşabilmektedir. Balık ve midyelerde yüksek derişimlerdeki Hg, bu hayvanların yenilmesiyle insan ölümlerine neden olmuştur.
Denizlerde, günümüze kadar kullanılmış DDT’nin taşınımı nedeniyle belli bir derişimde bulunduğu bilinmekte ve fitoplanktonlar üzerinde etkisi sonucu atmosferin oksijen dengesini olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. DDT, planktonlarda fotosentezi de engellemektedir. DDT’nin çevresel etkileri saptanarak yasaklanması, bu açıdan yararlı olmuştur. Organoklorlu insektisidlerin kullanımı, ölümcül dozların altında, tiroit ve Ca metabolizmasını etkilemektedir. Kanserojen etkisi de belirlenmiş bu bileşiklerin kullanımı, yumurta kabuğunun anormal gelişmesine neden olduğu deneysel olarak kanıtlanmıştır. Organoklorlu pestisidlerin belli bir düzeye ulaşması sonucu yaban hayvanlarının ölümlerine de neden olduğu saptanmıştır.
Organoklorlu insektisidlerin en belirgin özellikleri de bir canlıdan diğerine geçişidir. Karada büyük miktarlara ulaşmayan bu geçiş, suda çok daha önemli olmaktadır. Örneğin; toprakta bir kurt ya da solucan pestisidi olması, kuşa ve atmacaya geçiş nadiren ölümcül derişime ulaşmasına karşın balıkta 1000-10000 katlık bir geçiş olabilmektedir.

Pestisidlerin Çevreye Yayılmaları

Pestisidler, kullanıldıkları alanlarda ve üretildikleri tesislerde çeşitli taşınım yollarıyla atmosfere, göl ve deniz gibi yüzeysel sulara ve yer altı sularına taşınarak geniş bir çevrede pestisid kirliliğine neden olurlar.

Başlıca pestisid kirlenme kaynakları şunlardır:

  • *Tarımsal uygulamalar
  • *İnsektisid olarak evsel kullanımları
  • *Pestisid üretim tesislerinden sızıntılar
  • *Çeşitli endüstriyel kuruluşların atık suları
  • *Boş pestisid ambalajlarının su ortamlarına atılması

Pestisidler tarımsal alanlara uygulandıktan sonra bu alanlardan atmosfere kar ve yağmur sularının meydana getirdiği erozyonla ve direnaj sularıyla ekosistemin çeşitli kısımlarına dağılırlar. Bitki koruma ilaçlarının sirkülasyonu çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bitkiler üzerinde kalan pestisid kalıntıları besin yoluyla insan ve hayvanlara geçmekte ve ani zehirlenmeler, hatta genetik yapıyı etkileyerek kansere neden olabilecek düzeyde tehlikeler yaratabilir. Pestisidlerin insanlara direkt etkisi insan vücuduna ilacın solunum, deri veya ağız yoluyla doğrudan girmesi sonucu olmakta (akut zehirlenme), sekonder toksik etkisi ise pestisid kalıntıları içeren bitkisel veya hayvansal besin maddelerinin yenilmesiyle (kronik zehirlenme) meydana gelen zehirlenmedir.

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.