Jump to content

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı


Önerilen İletiler

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun

Geçtiğimiz günlerde MEB'in yayınladığı 2 soru ile karşılaştım ve geldiğimiz nokta beni derin bir şekilde üzdü. Bilimden bu kadar uzak bu derece bağnaz düşüncelerin olması geleceğimizin daha'da karardığının bir kanıtı niteliğinde yorumlarınızı bekliyorum. Ayrıca Atatürk'ün eğitim ilkelerine'de yer vereceğim; 

https://pbs.twimg.com/media/DdkHdA9WAAARyv5.jpg:large

MEB tarafından hazırlanmış sorular (2017-2018)

1. Eğitimde Kadın Erkek Eşitliği

Atatürk, kadınlarımızın ve kızlarımızın erkekler gibi eğitimin her kademesinden yararlanmaları için büyük bir çaba sarf etmiştir. Bu konudaki fikirlerini şu sözleri ile çok açık bir şekilde yansıtmaktadır.

"Bir içtimai topluluk, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşur. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara, zincirlere bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin?"(30.08.1925, Kastamonu)

Büyük Atatürk, her iki cinsin beraberce eğitilerek ve çalıştırılarak gelişmesinin sağlanabileceğini savunmuş ve uygulamıştır.

2. Eğitimin Yaygınlaştırılması - Bilgisizliğin Ortadan Kaldırılması

Atatürk, milli eğitimin memleketin en uzak köşelerine kadar yaygınlaştırılmasını, bilgisizliğin yok edilmesini; eğitimin yetişkinleri de kapsamasını istemiş ve uygulamıştır. "Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız. Çocuklar geleceğimizdir... Anne ve babaları da eğitilmelidir ki, çocuklarını iyi yetiştirsinler."

3. Eğitimde Uygulamaya Önem Verilmesi

Milli eğitimin sadece bir süs gibi düşünülmemesi, kişilere ve topluma yarar sağlaması, Atatürk´ün üzerinde durduğu önemli noktalardan biridir. "Eğitim ve öğretim yönetiminin işe ve uygulamaya dayanması ilkelerine uymak şarttır." (1923)

4. Milli Eğitim Sistemi Bilime Dayalı Olmalıdır.

Atatürk, eğitim sisteminin, eğitim programlarının bilimsel olmasının önemi üzerinde durmuştur ve bu konuya çok önem vererek izlemiştir. Bu konudaki sözleri şunlardır.

"Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir, ilim ve fennin haricinde yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, delalettir."

"Milletimizin siyasi, içtimai hayatında, milletimizin fikri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır."

5. Eğitimde Laiklik İlkesi

Bu ilke medreselerin kapatılması, Öğretim Birliği Kanunu ile kadın ve erkeklere eşit imkan sağlanması gibi tedbirlerle; 1924´ten itibaren uygulanmaya başlamıştır. Laiklik ilkesi 1928 Anayasası´nda yer almıştır.

"Laik eğitim, eğitimin milliliğinin ve bilime dayalı olmasının da baş desteğidir."

6. Türkiye Cumhuriyeti´´nin Korunması

Bu, Atatürk´ün titizlikle üzerinde durduğu konu olmuştur. "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsil ne olursa olsun, özellikle ve her şeyden önce, Türkiye´nin istiklaline, kendi benliğine, bütünlüğüne, milli ananelerine düşman olan unsurlarla mücadele etme gereği öğretilmelidir."

7. Milli Eğitimde Disiplin

"Hayatın her çalışma safhasında olduğu gibi, özellikle öğretim hayatında, sıkı disiplin başarının şartıdır."

8. Öğretmen ve Eğiticilere Önem Verilmesi

"Sizin başarınız, Cumhuriyet´in başarısı olacaktır."diyen Atatürk, iyi eğiticiler olmadan, iyi eğitim olmayacağını iyi biliyordu.

9. Yüksek Öğretimde Reform

1933: İstanbul Darülfünunu kapatıldı. İstanbul Üniversitesi kuruldu.

1925- 1936 : Ankara´da yeni fakülte ve yüksek okullar kuruldu.

10. Bilim Adamlarına Hitaben

"Ordunun ve devletin doğru yönetilmesi ile ilgili emirler verebilirim. Ama bilim alanında emir veremem. Bilim adamlarının beni aydınlatmasını isterim. Bana bilimin doğru yolunu gösterin ki onu izleyebileyim."

"Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra, akıl ve ilmin kılavuzluğunu kabul edenler benim manevi mirasçım olurlar." Diyen Atatürk, bilime ve bilim adamlarına ne kadar önem verdiğini kendi sözleri ile her yerde ifade etmiş ve uygulamaları ile de göstermiştir.

KAYNAKLAR :

Atatürkçü Düşünce - Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 1992. Genelkurmay, Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayınları, Atatürk Haftası Armağanı, Ankara. 1995 (4 ve 9 sayfaları arası bu kaynaktan değiştirilmeden alınmıştır.)

https://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2015/11/10/ataturk_harf-devrimi1.jpg

Yorum bağlantısı

Öncelikle hissinizi paylaştığımı kesin bir şekilde bilmenizi isterim, bir kaç kere konuyu açtım, vazgeçtim yazmaktan, ama dayanamadım.

İlk olarak Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ifadelerini kullanmaktan imtina eden zihniyetin kesinlikle bu topraklardan uzaklaştırılması lazım, yozlaşmanın temel sebebinin, bu kitle üzerinden ilerlediğini biliyorum, görüyorum.

Sonrasında ise Bilim, ilim ve irfan neslinin yozlaşan kafalardan ayrıştırılması için bir süre daha gerekiyor. Çünkü bir kaç nesil maalesef bu süre zarfında piyasaya sürüldü. Düşünme eyleminin zihinlere tekrar geri dönmesi gerekiyor, olayın çıkış noktası burası; sorgulayan zihinlere ihtiyacımız var. Ancak her sorgulayanın komünist, emperyalist, terörist, muhalefet damgaları yemediği bir ortam ve korkunun hakimiyetinin hüküm süremediği bir hava lazım.

Yani yaklaşık sıkı bir temizlenmeye maruz kalmamız gereken 10 seneye ihtiyacımız var gibi. Oğlumun 3 yaşında olduğunu düşünürsem; 13-14 yaşlarında umuyorum ki düzgün nefes alabileceği bir ortama kavuşmuş olsun, zehirlenmeden.

Yorum bağlantısı

Kesinlikle katılıyorum ve değişmesi gereken şeylerin farkındayım. Bizlerin bu konudaki görevi insanlara sosyal medya veya bilhassa birebirde onları aydınlatmak ve bilgilendirmek olmalı. Bu tarz şeyleri gördükçe şahsi ve BG twitter sayfalarından'da Darwin ve evrim veyahut yanlış aktarılan konularda bilgilendirme yapmaya çalışıyorum. Açıkçası belirtmeliyim ki bu dönemde bir çocuk sahibi olmak gerçekten büyük bir cesaret umarım onu/onları gelecekte güzel günler bekler. 

Yorum bağlantısı

Darwin ve Evrim Teorisi hakkındaki yanlış inanış (maymundan gelme safsatası vs) tamamen bir takım sabit, konuyla aslında uzaktan yakından ilgisi ve bilgisi olmayan, bu konuda tartışmak üzerine vazife olmayan kişiler tarafından topluma zamanla aşılandı. Gerek TV programları, gerek sosyal medya vs insanların kolayca ulaşabildiği platformlarda bu konular kimsenin de uzmanlığına danışılmadan kötülendi, ayıplandı, hatta daha da ileriye götürülerek hadleri olmadan, Evrim'i savunanlar "din düşmanı" bile ilan edildi ve bunlar günümüzde de yapılıyor.

Bunu yapanlar, aslında konu hakkında zerre bilgisi olmayan, belli bir hedefi olan, bilime düşman, insanların sorgulamasını asla istemeyenler ve bu amaçla yapılıyor.

Bu konu aslında bir dine inanmak gibi değil, insanlarda bu algı da var. Evrim Teorisi'ni mantığa uygun bulan dinden çıkıyormuş gibi bir algı oluştu. Bir bilim dalına inanmak neden buna sebep olsun ki? Ve bu sebepledir ki insanlar, daha kuramın ismini duyunca hayır demeye, ondan kaçmaya, şiddetle reddetmeye başladı. Yani olması istenen buydu. Demek istediğim bu aşamaya maalesef zamanla, aşama aşama ve emin adımlarla gelindi.

Bana göre bize düşen bunları aslında reddetmekle uğraşmadan kendi işimize bakmak. Evet sadece bu yetmez @MehmetEmin dediği gibi zihniyetin de uzaklaşması gerekiyor ama, peki biz Biyologlar olarak ne yapıyoruz? Şapkayı önümüze koyalım. Biyologlara ait onca dernek, platform vs var. Bunca kadrosuzlukta, bunca iftirada hangisinden "Sesimizi çıkarmalıyız arkadaşlar" tepkisi geldi? Hanisi tek ses çıkarma önerisinde bulundu? HİÇBİRİ...

Hatta ben geçtiğimiz günlerde, bu konuyla alakalı Dayanışma Platformu'na sitem dolu bir mail attım. Cevap yok arkadaşlar...

Lafı çok uzattım, kısacası bize hem yanlışları düzeltme ve olan bilgilere yenilerini ekleme konusunda çok iş düşüyor. Bunu da Atatürk Türkiye'si ile yani bilime, sanata, üretime inanarak ve bunları destekleyerek ulaşabiliriz.

Yorum bağlantısı

Eleştirmek kolay.. Peki şimdi ne yapıyoruz?

Zaman içinde plan yaparak cevap verebiliyorsak buradaki bir avuç insan olarak ne ala.. Bu platformun kuruluş amacı bu soruya yanıt bulup harekete geçebilmek.. Bunu sakın unutmayalım.

Ve dernek, vakıf, grup ve sosyal platformlardan destek beklemeyin. Göremeyeceksiniz. Senelerdir göremedim. 

Plan biziz. Ne kadar gerçek istekle hareket eden biz lazım..

Yorum bağlantısı

@Cenk Önsoy Kendilerini çok matah işler yapıyormuş gibi görmeleri çok güldürücü oluyor. Bir derneğin etkinliği sadece kongre olabilir mi ya :) Yok beklemiyorum zaten artık :D Benim mesleğimi yani beni temsil edip, bu zor durumda bile meslektaşları adına zerre faydaları olmuyorsa eleştirmek sonuna kadar hakkım. Cenk Bey, haksız olduğum yeri göstersinler zahmet edip :) 

Ayrıca biz bireysel olarak pek bir şey yapamayız ki. Sesimiz ne kadar çıkabilir? Biraz da meslekleri adına, toplu bir harekete öncülük etmelerini beklediğim için hayal kırıklığım var. Çok bir beklentim yok yani :)

Bunu sanırım dediğiniz gibi biz yapmalıyız fakat bunu da tabii zaman gösterecek.

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.